Sivil Hareket

Çakıroğlu İyi partiden İstifa Etti

Davut Çakıroğlu İyi partiden İstifa Etti Trabzon BŞ. Belediyesi meclis üyesi Sayın D. Çakıroğlu En demokratik ve seçmenine verdiği sözleri tutmuştu, Lakin partisi hoşnut olmadı, Bazı mahfiller kendisini engellemek için yıllardır senaryo üretiyordu.

Çakıroğlu İyi partiden İstifa Etti
Tarih: 10-04-2021 14:22
İYİ PARTİDEN İSTİFA EDİYORUM
 
Siyasetin sıkıştığı ve yeni bir partinin kurulması talebi toplum tarafından tetiklendiği atmosferde biz de kamuoyunun nabzını tutan isimler olarak toplumun bu talebine kayıtsız kalmadık. Parti kurma düşüncesi Sayın Meral Akşener liderliğinde şekillendi. 
Nasıl bir parti kurmak gerektiğine dair yapılan istişarelere, çalışmalara iştirak ettik. 
Partiyi kurma çalışmalarına hali hazırda seçilmiş meclis üyesi olarak katıldım. Süreç içerisinde resmi bir hüviyet elde eden partimiz, her kesime umut olma iddiasından öte siyasetin mevcut hastalıklarına şifa olmayı vadetti. 
Ortaya çıkan bu anlayış bizi de fiili olarak İyi Parti içinde olmaya sevk etti. 
 
Trabzon'da İyi Partiyi temsil eden ilk seçilmiş kişiyim. 
Bu vaat hem bizde hem de kamuoyunda karşılık buldu. Kimlikli ve kişilikli siyaset duruşumuz, düsturumuz gereği İyi Partinin ortaya koyduğu bu iddiayı güçlendirmek; parti içi demokrasi, liyakat esaslı görevlendirme, bilinç ve bilgi düzeyi yüksek bir yapı ile pekiştirmek adına mücadele verdik. 
Biat kültürünün siyasi değil imani, sadakat kültürünün ise insani değil makami bir duygu olduğunu, millet-memleket diyerek çıkılan yolda, yapılan siyasette mevkinin değil mevzinin değerli olduğunu ısrarla vurguladık.
 
Bizi kimse kendi ikbal ve istikbali için dar, sığ bir kalıba sıkıştıramadı. Verdiğimiz mücadele hem diğer partililer nazarında hem de kamuoyu nazarında karşılık buldu ve bizi onore eden dönüşlere şahit olduk.
Lakin kimliği altında siyaset yaptığım İyi Parti bu anlamda bizi hasım görmekten öteye gidemedi. 
 
Ağacın verdiği meyveyi adeta ağacın gövdesi taşlar hale geldi. 
Aman bunu parlatmayalım endişesi maalesef zincirleme bir iş birliğine, tabandan tepeye kadar bir cephe oluşturmaya döndü. 
 
Kurşun asker delege sistemine, parti içinde parti olma gayretine, hak-hukuk tanımaz bir zihniyete karşı verdiğimiz mücadelede karşımızda bize muhalif partileri görmeyi umarken, kendi partimizi bulmayı hesap etmedik. 
 
Sırf bizi partiden koparmak için yürütülen ve ne karar verenlerin ne de onaylayanların bir şey anlamadığı disiplin sürecini ve hakkımda verilen kınama kararını, parti kurullarına az da olsa kalan güvenimi muhafaza etmek için Genel Merkez Disiplin Kuruluna taşıdım.
 
Dosyada hakkımda verilen kararın usulsüz olduğu, eksikler olduğu ve İl Yönetimine bu eksikleri gidermesi gerektiğine dair yazı yazıldığı bana beyan edildi. Daha sonra Genel Merkez Disiplin Kurulunun hakkımdaki kararı bozmasının İl Yönetimini sıkıntıya sokacağı ve itiraz dilekçemi geri almam etkin bir Genel Başkan Yardımcısı ve Milletvekili tarafından benden rica edildi. 
 
Konuyla ilgili istişare yaptığım kimi Genel Merkez Disiplin Kurulu Üyeleri de hakkımda verilen kararın "komik ve usülsüz" olduğunu şifaen beyan ettiler. Bu süreçte kendilerine inanmak istediğimi ve partimin yaratmak istediği farklı siyaset kültürüne, kimliğine inancımı korumak adına da geri adım atmayacağımı söyledim. Bu noktada eski kötü alışkanlıklar, siyaset anlayışı, biat etmeyeni yok et zihniyeti ve bu zihniyetteki ekip devreye girdi. 
 
Hakkımda verilen kararı " komik ve usülsüz" bulan Genel Merkez Disiplin Kurulu Üyelerinin bile oluruyla, itiraz ettiğim kınama kararı oy birliğiyle onaylandı. Bu, bizim verdiğimiz bütün mücadeleyi anlamsız kılan, inanmak istediğimiz hiç bir değerin partide kalmadığını gösteren bir durumdur. 
 
Elden ele, el birliğiyle yönetemedikleri insanları yok ederek, küçük ama kendilerinin etkin olduğu bir parti hayaline doğru hızla koşan bir parti, bizim fikri ve fiili olarak dokumuzun uyuşacağı bir parti olamaz.
 
Kişiler için siyaset yapmadım, mevki için siyaset yapmadım, kimsenin adamı olmadım diyen, ülkede birkaç siyasetçi varsa gururla söylüyorum ki biri benim. Sorunların ilk ortaya çıktığı, eski alışkanlıkların kendini gösterdiği ilk anlarda "testi kırılmadan" diyerek bu günleri işaret ettim ve partinin bu noktaya gelmemesi için mücadele ettim. 
 
Lakin ne sağır sultan duydu bizi ne de yola çıkmak için bizi yol arkadaşı olarak görmek isteyen Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener duydu. Yola çıkılan insanlardan belki de son ben kalmıştım. Hem partiye hem de siyasete değer katacak bir çok arkadaşımız, ayrılmamaları için mücadele etmeme rağmen partiden ayrılmak zorunda, durumunda kaldılar... Sonunda bize göre de ‘’testi kırıldı" ve burada kalmanın" kalmak için kalmaktan" öte anlamı olmadığını düşündük.
 
Bu minvalde, bugün itibariyle İyi Partide ait olduğum bütün görevlerden istifa ediyorum. Bize inanan, destek veren, bazen nazımızı bazen kahrımızı çeken bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
 
 
Kamuoyuna saygılarımla.
Davut ÇAKIROĞLU
Trabzon Büyükşehir Bld Meclis üyesi

Sonuç 5 e 4 tiyatro ile verilen karara karşı, benim itirazımı karara bağlayan MDK lu adil olmamayı oy birliği ile onadı. Adalet herkese lazım olacak diyenler adaleti sadece iktidardan beklememeli iktidar oldukları alanda adil olmalı. Bu arkadaşlara da İYİ eğlenceler. Kimsenin onuru sizin merdiveniniz değil ben hatırlattım. Davut Çakıroğlu
 

Kaynak: Davut Çakıroğlu

Editör: Abdullah Gözaydın

YORUMLAR
2 Yorum

Davut Çakıroğlu - 15-04-2021 19:49

"Hadiyin oradan"
İyi Partiden, yaşanan ve mücadele etmemi anlamsız kılan bir karar sonucu ayrıldım.
Bardağı dolduran son damla misali oldu.
İstifa, birilerinin emriyle, ricasıyla alınacak bir karar değil kişinin kendi iradesidir ve şayet seçilen bir isim ise bu kararına karşı sorumlu olduğu kişiler "seçmenidir".
Biz de yaşanan süreçleri, gelinen noktayı ve verilen kararı bildiğimiz, tanıdığımız, ulaşabildiğimiz insanlarla istişare ettik.
Artık daha gür sesli ve güçlüyüz.
Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Ben bugün bağımsız olmadım. Hep millete, ilkelerime ve aldığım sorumluluğa bağlı oldum.
Ancak... Siyasete "bağımsız" girdim.
Anlayana..!
Nasıl Parti mevkilere, kimsenin şahsına münhasır değil seçmenin ise, bizim de işgal ettiğimiz koltuklar milletindir, seçmenindir.
Peki bize millet neden oy veriyor?
Kendi hakkını, hukukunu koruyalım, şehrimize hizmet edelim, millet-memleket diyelim diye...
Biz bu minvalde milletten aldığımız sorumluluğun gereğini yaptık mı?
Çok şükür. Bunu yaparken bir parti üniforması giymedik. Herkes adına gayret sarfettik.
Bize geri dönüşlerde de bizi mutlu eden vurgular var.
Parti odaklı bakınca kendimi hep yalnız hissettim.
Ulusal basına defalarca duyurduğumuz sesimizi, tepkimizi bir kez duymayanlar elinde klavye sosyal medyada ahkam kesiyorlar.
Oysa kendi iradeleriyle partiyi yücelten bir paylaşımı bırakın sahiplenmeyi, millete duyurmayı paylaşımlara tık katkı bile koyamayan arkadaşlar bunlar.
Kendilerini bizim üzerimizde otorite zannederek olayı tembel öğrencinin satır başlarını okuması gibi bir baştan bir sondan okuyarak ele alan birilerinin hocalarından 'iyi" not alma heyecanı beyhudedir. 
Biz notu milletten alırız ve milletimizin bize verdiği yetkinin, üzerimizde hissettiğimiz sorumluluğun gereğini yerine getirmişsek gerisi "lafıgüzaftır"...
"Gel kardeşim bir yemek yiyelim, bir abim rica etti, şunu yaz" diye gölgelerin arkasında saklananlar, aç tavuk misali darı ambarında olanlar, kimlerin elinde yükseldiğini iyi okuyamayıp kendini alametifarika zannedenler bilmeli ki "baba dedikleri, ağa dedikleri, paşa dedikleri" hiçbir zaman gerçek güç olan millet olmayacak.
Aklı, iradesi, kimliği, kişiliği ve duruşu olan biri kendini asla kimsenin tahsis edemeyeceği bir makama getirmiştir.
Birilerinin bahşettiği makamlar, kalitenize değil, kalibrenize değil kurşun asker olma yeteneğinize göre size biçilen elbiseler sizi özde siz, aynada ise bir başkası yapar.
Bir meclis üyemiz başka bir partili belediye başkanını eleştirdiği için disipline verildi...
Bir başka meclis üyemiz ise milletin hakkını savunduğu için adayı bol "tatar ramazan misali" ben görevden aldım yarışıyla yetmedi naralarla istifa ettirildi.
Kim " milletin ve seçmenin iradesi veya benim oyum" dedi? Benim yetkim dedi?
Anladım ki Trabzon İyi Partide siyaset bana karşı yapılan organize bir faaliyetten ibarettir.
Siz başka parti adayına destek açıklayan ismi değil de başka parti belediye başkanını eleştiren ismi disipline vereceksiniz.
Buna kimse ses etmeyecek.
Ama söz konusu Davut Çakıroğlu olunca kuytu köşelerde kulis yapacaksınız, olmadı açık açık hedef göstereceksiniz o da olmadı ağababalarınızdan lojistik destek isteyeceksiniz.
İrade diyeceksiniz iradesiz olacaksınız, liyakat diyeceksiniz liyakati olandan korkacaksınız, sadakat diyeceksiniz tek vasfınız sadakatli olmak olacak...
Rahmetli Erbakan'ın deyimiyle "hadiyin oradan"...
Davut Çakıroğlu



BİLGİLENDİRME - 11-04-2021 15:53

Davut Çakıroğlu

Sipariş üzerine yapılan itibar suikasti operasyonuna karşı 102 günlük hukuk hak arayışı mücadeleme ilişkin yazılı savunmam ile süreç hakkında kamuoyunu bilgilendirmek üzere bu paylaşım gerekli görülmüştür...Devam edecek
İYİ PARTİ İL DİSİPİLİN KURULU BAŞKANLIĞINA
TRABZON
      KONU:
        Tarafınıza İl Başkanlığı tarafından gönderilen 06.01.2021 tarih ve 100/0106/2021 yazıya istinaden; İl Başkanı’na ve Yomra Belediye Başkanı’na sosyal medya üzerinden ve yazılı medya üzerinden yönelttiğim iddia edilen söylem ve eylemlerden dolayı parti tüzüğümüzün 76.Maddesi gereğince hakkımda disiplin soruşturması ile ilgili savunmamın sunulmasından ibarettir.
        AÇIKLAMALAR:
        İYİ Partinin kuruluş aşamasında partiye, seçilmiş meclis üyesi olarak katıldım. Halen Ortahisar Belediyesi ve Trabzon Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi olarak partimi temsil etmekteyim. Kanaatim odur ki; demokrasi günümüzde en çok istenilen yönetim biçimidir. Siyasi partiler ise demokrasinin en önemli kurumlarından, olmazsa olmazlarındandır. Siyasi partiler halkın kendini siyasi anlamda ifade edebileceği, siyasi yaşama katılabileceği yapılardır. Siyasi partilerin olmadığı veya etkin olarak faaliyette bulunmadığı bir ülkede demokrasiden bahsetmek zordur. Ancak siyasi partilerin varlığı demokrasi için tek koşul değildir. Siyasi partilerin birden çok olması, gerek hukuki normlar açısından gerekse teşkilat yapıları bakımından demokratik bir yapıya sahip olmaları da demokrasinin tesisi için elzemdir. Siyasi partilerin toplumla bütünleşmesi ve geniş tabanlı bir katılımın sağlanması için siyasi partilerin de demokratik ölçütlere göre teşkilatlanması ve faaliyetlerini de demokratik ölçütlere göre yürütmesi gerekmektedir. Dolayısıyla demokratik içyapıya sahip olmaları gerekmektedir. Ancak parti disiplini olgusu parti içi demokrasiyle çelişmekte, birçok siyasi partiyi bu ikili girdap içinde sürüklemektedir. Partimizin de gerek kuruluş aşamasında gerekse günümüze kadar geldiği noktada bu hassasiyetlerin ciddiyetle önemsendiğini gördük. Sayın Genel Başkanımız da demokrasinin hem parti yönetimi için hem de ülke yönetimi için önemli olduğunu defaatle vurgulamıştır. Bu minvalde 4.Olağanüstü Kurultayımızı gerçekleştireceğimiz günlerin arifesinde Sayın AKŞENER yaptığı bir konuşmada ‘Biz Türkiye için vadettiği demokrasiyi kendi partisinden esirgeyecek kadar şuursuz hiç değiliz. Bizde böyle, böyle olmaya da devam edecek, tanıştırayım bunun adı demokrasi! ‘’ diyerek demokrasiye her anlamda ve alanda verdiği değeri, dolayısıyla partimizin demokrasiye bakışını net olarak ifade etmişlerdir. Ayrıca toplumun seçtiği kişilerin parti ceketini çıkartacağı, millet ceketini giyeceğine dair vurgusu da bizim için bir rehber olmuştur.
          Disiplin soruşturmasına konu sosyal medya paylaşımlarının neler olduğunu ve yazılı medyaya konu olan eylemlerin neler olduğu maalesef tarafıma tebliğ edilen savunma talebinde yer almamaktadır. Dolayısıyla tam olarak neyle suçlandığımı bilmememe rağmen parti aidiyetim ve parti kurullarına olan saygım gereğince ve öncelikli olarak demokrasiye bakışımı ifade ederek bu savunma metnini yazdım.
          Geriye dönük hem kendi paylaşımlarımı hem de basına konu olan haberleri bu durumda taramak zorunda kaldım. Bunların, disiplin soruşturması tebliğinde vurgu yapılan kişi veya kişilerle ilgili olanları da ek olarak savunma dilekçeme ekledim.
          Bugüne kadar sert tartışmalar yaşamış olmama rağmen hiçbir parti mensubu tarafından herhangi bir hakaret davasına konu olacak eylem ve söylemim olmadı. Şahsıma, partime ve parti büyüklerimize saldıran çoğu kimseye karşı dilim döndüğünce ve gücüm yettiğince her türlü savunmayı, sahiplenmeyi yapmaktan sakınmadığım hem kurul üyelerinizin hem de partililerimizin malumudur.
           Bu noktada Yomra Belediye Başkanı’nın da gerektiğinde yanında oldum. Bir vakıf üniversite ile yaşadığı sorunu ve kendisine yapılan saldırıları görünce yine partili kimliğim ve tüm süreçleri yakından bilen partilisi olarak haklı davasının savunucusu oldum. Lakin sürecin sürekli partimize saldıran, ağır hakaretler eden, parti büyüklerimizi ağır şekilde kamuoyu nazarında hedef yapan AKP Trabzon milletvekili Sayın Salih CORA’yı aktör yapan, arabulucu yapan bir noktaya evrilmesi, Belediye Başkanımızın da daha önce yapılmış hukuksuzluk yargıdan dönmesine, hukukun zaten Yomra Belediyesi lehine karar vermiş olmasına rağmen yeni bir hukuksuzluğa konu olacak şekilde yasal olmayan arabulucu, rakip parti milletvekili Sayın CORA’yı sosyal medya ve basın üzerinden tek kurtarıcı olarak lanse etmesini ve konu ile ilgili olarak övmesini partimin tüzel kişiliği açısından kabul edilemez gördüm.
          Yomra’nın hakkını yedirmem diyerek başlanan bir sürecin , Salih Bey arabulucu oldu , yardımcı oldu yarı yarıya anlaştık noktasına taşınması hala kabulüm değildir. Kaldı ki adı geçen vekil çok kısa bir süre önce Yomra Belediye Başkanımızı iktidar gücüyle tehdit etmiş ve araziyi belediyeden alıp üniversiteye tahsis edeceklerini söylemişti.
          Biz İYİ Parti olarak tam da bu tarz yaklaşımların karşısında, milletin yanında duracak zihniyette bir parti olarak kurulduk. Tepkilerimin de bu bakış açısıyla değerlendirilmesi gerektiğini vurguladım ancak konunun toplumsallıktan uzaklaşıp kişiselleştirildiğini görünce de olayın amacından sapmaması gerektiğini vurgulayarak daha açıklama yapmadım.
          Bu noktada tarafıma karşı tekrar eden ve hakaret içeren açıklamalar olmasına rağmen partiyi tartışma konusu yapmamak adına açıklama yapmadım. Gördüm ki basın bu açıklamaları parti içi bir kavga olarak görmekte ve göstermektedir. Onun için süreç adına ortaya koymak istediğim duruşun kamuoyunca anlaşıldığını belirterek konuyu kendi adıma kapattım.
         Ancak Sayın İl Başkanımızın Trabzon Büyükşehir Belediyesinin icraatlerini konu yaptığı bir basın toplantısında konunun bana gelmesi ve itibar zedeleyici bir üslupla açıklamalar yapılmasına üzüldüm. Çünkü bu konunun parti içi ve partiye zarar verecek bir noktada görülmemesi, böyle yansıtılmaması gerektiğine dair hassasiyetimi bütün muhataplara daha önce ilettim. Bu açıklamada yanlış anlaşılmalara ve kişiliğime zarar verecek yaklaşım olduğuna binaen bir açıklama yaptım ve yine konunun kişiselleştirilmemesi gerektiğine, böyle olunca olayın amacının dışına çıkartıldığını söyledim. Yine ek olarak kurulunuza sunduğum metinlerde göreceksiniz bu hassasiyetime rağmen hem Sayın İl Başkanımızın hem de Sayın Yomra Belediye Başkanımızın bilgisi dahilinde olduğunu duyduğum bir açıklama Partimizin Yomra İlçe Başkanı Sayın Zekeriya Akgül tarafında hem sosyal medyada hem de basında yer almıştır. Hakkımda ağır ifadeler, hakaretler içeren bu yazıyı da ek olarak dosyaya koydum ve gerek İl Başkanlığı gerekse İlçe Başkanlığı parti üst kurullarından kişiler tarafından uyarılmalarına rağmen bu açıklama metni kaldırılmamıştır. Hatta metnin uhdesine dair açıklama yapan çoğu partili kişiler de yaptıkları yorumlarda hem hakaretleri tasdik etmişlerdir, tasvip etmişlerdir hem de tekrar etmişlerdir.  Bu konuda da gerek basın üzerinden arayanlara gerekse partimizin kimliğiyle arayanlara, açıklama yapıp yapmayacağımı soranlara söylediğim şey aynıdır ‘’Olay amacının dışına çıktı, bu noktadan sonrası partiye zarar verir.’’…
İl Başkanlığımız ile ilgili de kısmen değindiğim noktaların haricinde kongre sürecinde anlaşmazlık yaşadık. Burada da şahsi bir beklentiden öte parti aidiyeti olan biri olarak ve partili arkadaşlarımızın tepkilerini kongreden önceki günlerde İl Başkanımızla konuştuk, konuşmaya çalıştık. Bu noktada Büyükşehir Belediyesi Grup Başkanvekilliğinin kendi insiyatifinde bir tasarruf olduğunu ve istediği anda bu yetkilendirmeyi sonlandıracağını vurguladı. Kendilerine bu mevkilerin tehdit olarak kullanılmaması gerektiğini vurguladım ve bu görevden ayrıldım. Bu konuda da açıklamam bu minvalden öteye gitmemiştir ve asla saygı noktasında sorun görülecek bir açıklamam olmamıştır. Yine bu konularda basına yansıyan açıklama metinlerini ek olarak size sundum.
       Kongre sürecinde iki adaylı bir yarış oldu ve partinin seçilmiş bir üyesi olarak tarafsız kaldım. Bir aday arkadaşımız bize listesinde üst kurul delegesi olarak yer verdi biz bunu her iki adaydan da beklediğimizi ifade ettik. Bu beklentimize karşılık sergilenen tutuma karşılık da en başta vurgu yaptığım gibi hem kendi demokrasi anlayışım hem de partimizin demokrasi hassasiyetine uygun olarak demokratik bir tepki koydum. Burada da kişilere karşı hasmane bir tutum ya da saygı sınırlarını zorlayan açıklamalar olmamıştır, olması da söz konusu olamaz. Ancak konuya maruf kişilerin hakkımda hasmane bir şekilde tavır aldığı,  konunun tarafı olmayan bir İlçe Başkanı’nın bile basın üzerinden disipline sevkimi İl Başkanı’ndan istediğini söylemesi ve hemen sonrasında hakkımda açılan disiplin soruşturması tarafımca üzüntüyle karşılanmıştır.
       Yine vurgulamak isterim ki tarafıma iletilen tebliğde hangi söylemlerimin 76.madde kapsamında yer alan disiplin maddeleriyle ilişkilendirildiği açıkça belirtilmemesine rağmen 3 sayfadan oluşan bu savunma  metnini bilgilerinize sunuyorum. Yasalar ve Parti içi üst kurullar nezdinde konu ile ilgili savunma ve maddi-manevi kanuni tüm haklarım saklı kalmak üzere belirtmeliyim ki disiplin soruşturmasına konu olacak bir eylemim ve söylemim olmamıştır.
        SONUÇ:
        Yukarıda arz ve izah edilen durumlar ve savunma metnine ek olarak sunduğum belgelerin de göz önüne alınarak hakkımda başlatılan disiplin soruşturmasının sonlandırılması ve disiplin cezası tesis edilmemesi hakkında gereğini saygılarımla arz ederim.
Ekler;
1-Konu ile ilgili tarafların basın ve sosyal medya paylaşımlarına ilişkin 38 sayfadan oluşan fotokopi şeklinde belgeler.
2-Meclis üyeliğim süresince gündeme getirdiğim konulara ilişkin haber linkleri 51 sayfa                           14.01.2021



YORUM YAP


DİĞER HABERLER


Masa Üstü Sürüme Geç