CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül Aydın’daki ipotekli arazi miktarının yüzde 27,69 olduğunu belirterek “Aydın ili çiftçisi bankalara ipotek vermede 1'inci sırada” dedi. Sık sık gündem oluyor Yunanlılar sahibi oldukları bankalar üzerinden ege ve trakyada çiftçilere ödeyemeyecekleri kadar büyük krediler veriyor, Amaç borç ödenmesin topraklar haciz edilsin. Gizli toprak satışı böyle oluyor
ARAZİLER İPOTEKLİ, ÇİFTÇİLER TEFECİYE TESLİM
CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, Aydın’daki ipotekli arazi miktarının yüzde 27,69 olduğunu belirterek, “Aydın ili çiftçisi bankalara ipotek vermede 1'inci sırada” dedi.
CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül Meclis Genel Kurulu’nda tarım alanlarının yok olduğunu, çiftçinin üretim yapmakta zorlandığını söyledi. Türkiye’nin temel gıda ihtiyaçlarını bile ithal ettiğini belirten Bülbül, “TÜİK verilerine göre, 2018 yılında buğday ithalatı yüzde 32 artmıştır.
2004 yılında 23 milyon 810 bin hektar olan toplam tarım alanımız, 2018 yılında 19 milyon 740 bin hektara geriledi. Aradan geçen on dört yılda 4 milyon 70 bin hektar yani yüzde 17,11 oranında işlenebilir tarım alanı kaybedildi. Örneğin, 2002 yılında Türkiye'de 721 bin hektar alanda pamuk ekimi yapılırken, bugün Türkiye'de 550 bin hektarda pamuk ekimi yapılabiliyor. Pamukta çiftçiye, üreticiye destek verilmemiş; Amerika'dan, Yunanistan'dan pamuk alma yoluna gidilmiş; Türkiye tarımda ve pamukta ithalat lobisine teslim edilmiş. Geçen yıl pamuk ithalatına 1 milyar 153 milyon dolar para ödenmiş. Türk çiftçisi fakirleştirilmiş; Yunan çiftçisine, Amerikan çiftçisine para ödenmiş. Aydın'dan Adana'ya, Urfa'ya kadar pamuk çiftçisi bankalara, tefecilere teslim edilmiş” dedi.
Aydın’daki ipotekli arazi miktarının yüzde 27,69 olduğunu belirten Bülbül, “Aydın ili çiftçisi bankalara ipotek vermede 1'inci sırada. Pamuk destekleme primi -geçen yıl da olduğu gibi- 80 kuruş olarak açıklanmış, Toprak Mahsulleri Ofisi müdahale alımları yapmamış, pamuk kooperatiflerine düşük faizle alım kredisi tahsil edilmemiş, çiftçinin Ziraat Bankasına ve tarım kredi kooperatiflerine olan borçları faizsiz ve beş yıl vadeli olarak ertelenmemiş, desteklemeler üzerindeki sınırlar kaldırılmamış ve çiftçi tefeciye muhtaç hâle getirilmiş. Pamuk üreticisine dekarda 62 lira mazot, 4 lira gübre desteği sağlanacağı belirtilmiştir. Fakat üreticilerimiz dekarda ortalama 158 liralık mazot, 150 liralık da gübre kullanmaktadır. Yani dekarda ortalama 308 liralık mazot ve gübre kullanan çiftçimize 66 lira destek verilmesi akla ziyandır” dedi.
Bülbül, Tarım Kanunu gereği 2020 yılında çiftçilere ödenmesi gereken desteğin 48 milyon 700 bin lira olması gerektiğini hatırlatarak, “Ama 2020 yılında 48 milyon değil, 22 milyon ödenecek yani çiftçinin hakkı olan 26 milyon 700 bin lira para çiftçiye ödenmeyecek. Nereye ödenecek ya da aktarılacak, faiz lobilerine mi? diye sordu.
TÜRKİYE İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi (Tarım ÜFE) Eylül 2014 rakamlarını yorumlayan uzmanlar sektörün Ege Bölgesi’ndeki geleceğine ilişkin olumsuz tablo çizdi.
Yüzde 300 artış
Çiftçinin alın terinin karşılığını alamadığını belirten Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) İzmir Şubesi Başkanı Ferdan Çiftçi, girdi maliyetlerinin sürekli yükseldiğini, en temel girdiler olan mazot ve gübrenin üreticinin cebini yaktığını kaydetti. Çiftçi, “Mazotta yüzde 300’leri bulan artış yaşandı. En hayati girdi olan gübrede ise yüzde 360’ları buldu. 2002’de amonyum sülfat olarak geçen gübrenin fiyatı ton başına 162 lira iken bu rakam 2014 güncel rakamlarına göre 554 liraya yükselmiş. Buna karşılık bu kadar yılda ürün fiyatları en fazla yüzde 170’ler civarında arttı. Bu da çiftçiye borçlanma olarak geri döndü” dedi.
Araziler ipotekli
Çiftçinin yetersiz ve dengesiz desteklemeler nedeniyle finansman sıkıntısı yaşadığını vurgulayan Çiftçi, “Üretici üzerinde girdi maliyetlerinin baskısı artıyor. Bankalardan alınan kredilerde ciddi artışlar var. Şu anda bölgemiz için baktığımızda yüzde 70 oranında ipotekli kredi kullanma söz konusu. Bu rakam bazı bölgelerde yüzde 90’a çıkabiliyor. Yani çiftçinin arazisi ipotek altında. Süreç modern marabalığa doğru gidiyor. Küçük çiftçi bilinçli olarak yok ediliyor” diye konuştu. Çiftçi örgütlerinin sesine kulak verilmezse gelecek öngörülerinin de karamsar olduğuna işaret eden Çiftçi, “Çiftçilerin önünde en fazla 1-2 yılı var. Borçlar katlanmış. Döndürülemez duruma gelince araziler kaçınılmaz olarak el değiştirecektir. Yani bankalar aracılığıyla şirketlerin eline geçecektir.